Damga Vergisi Yansıtılmasında KDV Uygulanır mı?

I- GİRİŞ

Yazımızın ana konusunu damga vergisinin diğer tarafa yansıtılması halinde KDV uygulanıp uygulanmayacağı hususu oluşturmaktadır. Zira damga vergisinin, ödeyen mükellef tarafından karşı tarafa yansıtılmasında farklı uygulamalar yapıldığı hatta herkesçe bilinen büyük firmaların dahi bu hatayı yaptıkları görülmektedir.

 

II- KARŞI TARAFA AİT OLAN DAMGA VERGİSİ VE GİDERLERİN YANSITILMASININ KATMA DEĞER VERGİSİ KARŞISINDAKİ DURUMU  

Şirketlerde masraf yansıtılması, uygulamada karşılaşılan durumlar­dan biridir. Masraf yansıtılması, faturadaki muhatabın yanlış olmasından veya sözleşmelerden kaynaklanan mal ya da hizmet bedelinin muhatabına intikali şeklinde olmaktadır.

Masraf yansıtılması genellikle yansıtan tarafından diğer taraf adına fatura düzenlenerek yapılmakta ve düzenlenen faturada KDV uygulanıp uygulanmayacağı uygulamada tartışmalara yol açmaktadır.

Yansıtma faturasında, yansıtmaya konu mal ve hizmet için KDV hesaplanmışsa, aynı tutar üzerinden düzenlenen faturada KDV hesaplanmasında bir sorun yoktur.

Şirketlerin diğer bir şirket için katlandığı masrafların üzerine cüzi bir kazanç ilave etmesi halinde bu durum müstakil bir hizmet ya da aracılık hizmeti olarak telakki edilir ve fatura bedeline KDV ilave edilmesi gerekir.

Masraf yansıtılmasında her bir olayı bağlı olduğu koşullara göre değerlendirmek gerekir. Burada genel prensip masraf için KDV ödenmişse bu masraf aktarımı için KDV hesaplanmalı, aksi durumda yani KDV uygulanmayan ya da vergiden istisna bir işlemden doğmuşsa KDV hesaplanmamalıdır.

İstisna kapsamında temin edilen mal ve hizmetlerin diğer tarafa yan­sıtılması amacıyla düzenlenen faturaların KDV’siz şekilde olması gerekir. Çünkü muhatap firma mal veya hizmeti kendisi temin etse idi KDV yüklenmeyecekti. Öyleyse araya başka bir firmanın girmesi durumu değiştirmemelidir.

İstisna kapsamındaki hizmeti, fatura kesenin bizzat yapmamış olması istisnanın uygulanmasına engel değildir.

Konumuzla alakalı 11 nu­maralı KDV Genel Tebliği’nin (D. Taşımacılık İstisnası) bölümünün 2. maddesi aşağıdaki gibidir.

“2- İstisna kapsamına giren taşıma faaliyetlerinin tamamının veya bir kısmının başka taşımacılara yaptırılması halinde, gerek taşıma işini yaptıran, gerekse ikinci derece yüklenici olarak fiili nakliyeyi gerçekleştiren firmanın bu faaliyetleri istisna kapsamına girdiğinden her iki faaliyet de vergiye tabi olmayacaktır.” Ancak ikinci derece yüklenicinin taşıma faaliyetinin Türkiye içinde başlayıp bitmesi halinde bu işlerin vergiye tabi olacağı açıktır.

Görüldüğü üzere Tebliğ’de istisna kapsamında hizmeti veren ile işi yaptıranın faaliyetlerinin vergiye tabi olmayacağı açıkça ifade edilmiştir. 

 

III- DAMGA VERGİSİ YANSITILMASI İLE İLGİLİ GÖRÜŞLER

Mükellefler, Maliye Bakanlığı’ndan veya Maliye Bakanlığı’nın bu hususta yetkili kıldığı makamlardan vergi durumları ve vergi uygulanması bakımından açık olmayan ve uygulamada şüpheye düştükleri konular hakkında yazılı açıklama isteyebilirler.

Yetkili makamlar yazı ile istenecek izahatı “yazı ile veya sirkülerle” cevaplamak mecburiyetindedirler.

Sadece başvuru yapan mükellefe yazı ile gönderilen cevaplar “mukteza” veya “özelge” olarak adlandırılmaktadır.

2000 yılında damga vergisine KDV uygulanıp uygulanmayacağına yönelik bir soruya, İstanbul Defterdarlığı Katma Değer Vergisi Gelir MüdürlüğüKDV uygulanacağı yönünde  görüş bildirmiştir (1).

Maliye önceleri yukarıda metni verilen Özelge’deki gibi damga vergisi yansıtılmasının KDV’ye tabi bir işlem olduğu yolunda görüşler vermekte iken daha sonra görüş değiştirerek damga vergisi yansıtmalarında KDV aranmaması gerektiğini kabul etmiştir

Söz konusu Gelirler Genel Müdürlüğü’nce düzeltilen Özelge metni halen İVD Başkanlığı’nın internet sitelerinde yer almakta olup aşağıdaki gibidir.

“İLGİ: 18.08.2000 tarih, 3-440 varide ile kayıtlarımıza giren dilekçeniz.

İlgide kayıtlı yazınızda, şirketinizin alüminyum doğrama, ısı cam, cam cephe ve cephe giydirme imal ve montajı işleri ile iştigal etmekte olduğu, bir anonim şirket ile şirketin fabrika binasının sosyal tesis ve idare blokunun yapılmasına dair taşeron sözleşmesi yaptığınız, sözleşmeye esas damga vergisi tutarının taraflarca eşit olarak ödeneceği, işveren damga vergisini yatırdıktan sonra taşerona payına düşen tutarı (%50 oranında) fatura edeceğine dair bir ibare bulunduğu, bu ibareye karşılık karşı tarafın firmanıza damga vergisi tutarını fatura edip KDV hesaplandığı belirtilmekte olup, damga vergisine KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı hususunda görüş sorulmaktadır.

3065 sayılı KDVK’nın 1/1. maddesine göre Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler KDV’ye tabi bulunmaktadır.

Kanun’un 10. maddesinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde malın teslimi veya hizmetin yapılması anında vergiyi doğuran olayın meydana geleceği 24/b maddesinde ambalaj giderleri, sigorta, komisyon ve benzeri gider karşılıkları ile vergi, resim, harç, pay, fon karşılığı gibi unsurların 24/c maddesinde ise vade farkı, fiyat farkı, prim gibi ödemelerin matraha dahil olan unsurlardan olduğu belirtilmiştir.

Aynı Kanun’un 20. maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu belirtilmiş, bedel deyimi ise aynı maddenin ikinci fıkrasında tanımlanmıştır. Buna göre, bedel deyimi malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade etmektedir.

488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’na göre damga vergisinin mükellefi kağıtları imza edenlerdir. Birden fazla kişi tarafından imzalanan kağıtlarda genel kural olarak imza sahiplerinin hepsi birden vergiden müştereken ve müteselsilen mükellef ve sorumlu olurlar.

Bunun yanında, yine aynı kanunun 18 ve 22. maddeleri kapsamında yayımlanan 12 ve 16 Seri No.lu Damga Vergisi Genel Tebliğlerine göre damga vergisinin makbuz karşılığı ödenmesinde iki tarafa ait verginin tamamından vergi dairesine karşı sadece makbuz karşılığı ödeme usulüne tabi olanlar beyan ederek ödemekten sorumlu olacaklardır.

Anonim şirketler müsaade kapsamı dışında kalan kişilerle birlikte imzaladıkları kağıtların damga vergisini makbuz mukabili ödeme mükellefiyetleri bulunmaktadır.

Diğer taraftan, Borçlar Kanunu’nun 146/1. maddesinde borcun mahiyetinde aksi çıkarılmadıkça müteselsil borçlulardan her birinin, borcun eşit birer hissesini üzerine almaya mecbur olduğu; hissesinden fazla ifada bulunanın, diğer borçlulara bu fazla kısım için rücu edebileceği belirtilmiştir.

Buna göre, şirketinizin anonim şirketle yapmış olduğu taşeron sözleşmesi üzerinden bu şirket tarafından ödenen damga vergisinin yarı payı firmanıza ait bir gider olduğundan masraf aktarımı olarak KDV’ye tabi tutulması gerekir.”

İstanbul Defterdarlığı’nın 27.09.2000 tarih ve 5182 sayılı Muktezası’nda damga vergisi yansıtma işleminin KDV’ye tabi olduğu görüşü, Gelirler Genel Müdürlüğü’nün aşağıda metnini verdiğimiz yazısı ile değiştirilmiştir (2).

“İlgide kayıtlı yazınız eki İliniz Yakacık Vergi Dairesi mükelleflerinden Şenyuva Alüminyum San. ve Tic. Ltd. Şti’ye verdiğiniz 27.09.2000 gün ve 5182 sayılı Özelge ve ekleri incelenmiştir.

Bilindiği üzere, 3065 sayılı KDVK’nın 1/1. maddesine göre, ticari, sınai, zirai ve serbest meslek faaliyeti kapsamındaki teslim ve hizmetler katma değer vergisinin konusuna girmektedir.

Bu hüküm gereğince, mükelleflerin masraf aktarması işlemleri, bir finans hizmeti olarak katma değer vergisine tabi bulunmaktadır. Ancak aktarılan masrafların katma değer vergisine tabi olmayan işlem bedellerine ait olması halinde, masraf aktarımı için de katma değer vergisi uygulanmamaktadır.

KDVK’nın 17/4-g maddesinde, damga pulu teslimlerinin katma değer vergisinden istisna olduğu hükme bağlanmıştır.

Buna göre, özelge tayin ettiğiniz limited şirketin, bir anonim şirket ile yapmış olduğu taşeron sözleşmesine ilişkin olarak anonim şirket tarafından ödenen damga vergisi tutarının sözleşme uyarınca yarısının fatura ile limited şirkete yansıtılması işleminde KDV uygulanmasına gerek bulunmamaktadır.”

Görüldüğü üzere İstanbul Defterdarlığı’nın 27.09.2000 tarih ve 5182 sayılı Muktezası’nda, KDVK’nın 17/4-g maddesinde, damga pulu teslimlerinin KDV’den istisna olduğu hükmünün dikkate alınmaması hatalı görüş verilmesine sebep olmuştur.

 

IV- SONUÇ

Yapılan izahatlar ışığında, yapılan giderlerin asıl muhatabına yansıtılmasında KDV uygulanıp uygulanmayacağına masrafı doğuran işlemin KDV’ye tabi olup olmadığına göre karar verilmelidir.

İşletmelerin diğer bir işletme için katlandığı masrafların üzerine cüzi de olsa bir kazanç ilave edilmesi halinde bu durum müstakil bir hizmet ya da aracılık hizmeti olarak telakki edilir ve fatura bedeline KDV ilave edilmesi gerekir.

Aktarılan veya yansıtılan masrafların katma değer vergisine tabi olmayan veya istisnadan kaynaklanan işlem bedellerine ait olması halinde ve damga vergisine yönelik masraf aktarımında KDV uygulanmamalıdır.

Bir konuda yetkili makamlar tarafından verilen görüşler değiştiğinde, ortadan kalkan görüşe ilişkin özelge, genelge veya sirkülerin web sitelerinden kaldırılması ya da son görüşle ilgili şerh konulmasının mükelleflerin hatalı ya da farklı işlem yapmalarına yol açılmaması yönünden yararlı olacağını düşünmekteyiz.

*          YMM

(1)         İstanbul Defterdarlığı KDV Gelir Müd.’nün 27.09.2000 tarih ve KDV.MUK.B.07.4.DEF.0.34.16.10.25-23074/5182 sayılı Özelgesi.

(2)         Mehmet MAÇ, KDV Uygulaması (5)  (6 .10 .5 . Damga Vergisi Yansıtılması)