Şahıs Sigorta Primleri İle Bireysel Emeklilik Katkı Paylarının Gelir Vergisi ve Sosyal Sigortalar Kanunu Kapsamında İzahı ve Değerlendirilmesi-I

I- GİRİŞ

Ülkemizde sosyal güvenlik kuruluşlarının hastalık, yaşlılık, ölüm ve benzeri hallerde yeterli hizmet sunamaması, emeklilik ortamında yeterli refah düzeyi sağlayabilecek kadar emeklilik tazminatı ve maaşı verememesi nedeniyle özel sigorta şirketleri hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi poliçeler düzenleyerek şahıs sigorta primleri ve bireysel emeklilik katkı payı karşılığı bu boşluğu doldurmaya çalışmaktadırlar.

Bireysel emeklilik sistemi, bireylerin emeklilik dönemlerinde daha rahat yaşayabilmeleri ve ihtiyaç duyacakları ek harcamaların karşılanabilmesi için mevcut kamu sosyal güvenlik sistemlerini tamamlayıcı olmak üzere oluşturulan özel emeklilik sistemidir. Bu kapsamda sistem, bireylerin tasarruf etmesini teşvik etmek, bu tasarrufları şeffaf bir biçimde güvence altına almak ve bireylerin istekleri doğrultusunda birikimlerinin en uygun metodlarla yönlendirilmesini sağlamayı amaçlamaktadır.

 

II- ŞAHIS SİGORTA PRİMLERİ VE BİREYSEL EMEKLİLİK KATKI PAYLARI İLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELER

Şahıs sigorta primleri ve bireysel emeklilik katkı payı ödemelerinin ticari kazanç ve ücret gelirinin belirlenmesinde indirim konusu yapılmasına ilişkin konumuzla ilgili olan, uygulamada dikkate alacağımız Gelir Vergisi Kanunu’nda yer alan hükümler ve ilgili alt bentleri aşağıdaki gibidir.

“Madde 0040: İndirilecek giderler

Safi kazancın tespit edilmesi için, aşağıdaki giderlerin indirilmesi kabul edilir:

9- (28.06.2001 tarih ve 4697 sayılı Kanun’un 4.  maddesiyle eklenen ve 07.10.2001 tarihinden geçerli olarak yürürlüğe giren şekli.) İşverenler tarafından ücretliler adına bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları (Gerek işverenler gerekse ücretliler tarafından bireysel emeklilik sistemine ödenen ve vergi matrahının tespitinde dikkate alınan katkı paylarının toplamı bu Kanun’un 63. maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde belirlenen oran ve haddi aşamaz.).

Madde 0061: Ücretin tarifi

(2361 sayılı Kanun’un 43. maddesiyle değişen şekli.) Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Madde 0063: Gerçek ücretler

Ücretin gerçek safi değeri işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan menfaatler toplamından aşağıdaki indirimler yapıldıktan sonra kalan miktardır.

III- (28.06.2001 tarih ve 4697 sayılı Kanun’un 4. maddesiyle değişen ve 10.07.2001 tarihinden geçerli olarak yürürlüğe giren şekli) Sigortanın veya emeklilik sözleşmesinin Türkiye'de kain ve merkezi Türkiye'de bulunan bir sigorta veya emeklilik şirketi nezdinde akdedilmiş olması şartıyla; ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primler ile bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları,

İndirim konusu yapılacak prim, aidat ve katkıların toplamı, ödendiği ayda elde edilen ücretin % 10'unu (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta poliçeleri için ödenen primlerde, ödendiği ayda elde edilen ücretin % 5'ini) ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz. Bakanlar Kurulu bu oranı % 20 oranına kadar (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta poliçeleri için % 10 oranına kadar) artırmaya ve belirtilen haddi asgari ücretin yıllık tutarının iki katını geçmemek üzere yeniden belirlemeye yetkilidir.

Madde 0089: Diğer indirimler

(31.07.2004 tarih ve 25539 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5228 sayılı Kanun’un 28. maddesiyle başlığı ile birlikte değişen şekli.) Gelir vergisi matrahının tespitinde, gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden aşağıdaki indirimler yapılabilir:

1- Beyan edilen gelirin % 10'unu (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta primleri için, beyan edilen gelirin % 5'ini) ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla, mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primleri ile bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları (sigortanın veya emeklilik sözleşmesinin Türkiye'de kain ve merkezi Türkiye'de bulunan bir sigorta veya emeklilik şirketi nezdinde akdedilmiş olması, prim ve katkı tutarlarının gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olması ve ücret geliri elde edenlerin ücretlerinin safi tutarının hesaplanması sırasında ayrıca indirilmemiş bulunması şartıyla, eşlerin veya çocukların ayrı beyanname vermeleri halinde, bunlara ait prim ve katkı payları kendi gelirlerinden indirilir).

Bakanlar Kurulu bu bentte yer alan oranları bir katına kadar artırmaya ve belirtilen haddi asgari ücretin yıllık tutarının iki katını geçmemek üzere yeniden belirlemeye yetkilidir.”

Yukarıda belirtilen Kanun hükümlerinin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan 147, 149 ve 235 seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğleri’nde ve 2003-3 sayılı Gelir Vergisi Sirküleri’nde açıklanmıştır.

 

III- ŞAHIS SİGORTA PRİMLERİNDEKİ İNDİRİM ESASLARI

Şahıs sigorta primlerinin elde edilen gelirden indirilebilmesi için;

- Ödenen prim mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait olması (Küçük çocuk tabirinden, 18 yaşını doldurmamış ve mükellef tarafından bakmakla yükümlü olunan (nafaka suretiyle bakılanlar dahil) kişilerin anlaşılması gerekmektedir.),

- Poliçeler GVK’nın 63/3. maddesinde belirtilen konularda (hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigortası) olması,

- Sigorta şirketinin Türkiye’de kain ve merkezi Türkiye’de olması, (Bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları ile şahıs sigorta primlerinin vergi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilmesi için; bireysel emeklilik şirketlerinin 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’nun 8. maddesinde yer alan hüküm uyarınca emeklilik branşında ruhsat almış şirketlerden olması, şahıs sigorta şirketlerinin ise Türkiye’de yerleşik ve merkezinin Türkiye’de olması gerekmektedir.),

- Sigorta mukavelesinin bu şirketlerle yapılması,

- Sigorta primlerinin ödenmiş olduğunun sigorta şirketi tarafından verilen fatura veya makbuzla belgelendirilmesi,

- Prim ödeyen kişi tam mükellefiyet esasına göre vergilendirilen mükelleflerden olması gerekir.

Ayrıca, ücretler ve kanunla kurulu sosyal güvenlik kurumlarına emekli aidatı veya sigorta primi genellikle aylık dönemler itibariyle hesaplanarak ödendiğinden, ödenen şahıs sigorta primleri tutarının ödendiği ayda elde edilen ücretin %5’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşmaması gerekir (Kazanılmış haklarda herhangi bir kayba neden olmamak bakımından, 4697 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesinde, 07.10.2001 tarihinden önce akdedilmiş şahıs sigorta poliçeleri kapsamında ödenen primlerin vergi matrahının tespitinde indirimi ile ilgili olarak, Gelir Vergisi Kanunu’nun 4697 sayılı Kanunla değişmeden önceki 63 ve 89. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla, söz konusu poliçelerle ilgili olarak ödenen primler açısından 147 ve 216 numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğleri’nde yapılan açıklamalar geçerli olacaktır. 07.10.2001 tarihinden önce akdedilmiş sigorta poliçeleri için Gelir Vergisi Kanunu’nun 63/3. maddesinde 4697 sayılı Kanunla değişiklik yapılmadan önceki hükümleri, 07.10.2001 tarihinden itibaren akdedilmiş sigorta poliçeleri için ise 4697 sayılı Kanunla değişik yeni hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Aynı dönemde hem eski hem yeni akdedilmiş sigorta poliçeleri için ödenen primlerin ise birbiri ile ilişkilendirilmeksizin ayrı ayrı hükümlere göre değerlendirilmesi gerekmektedir.).

Eşlerin veya çocukların ayrı beyanname vermeleri halinde, bunlara ait primler kendi gelirlerinden indirilir.

Ücretliler açısından bakıldığında; anılan Kanun’a açıklık getiren 147 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin ücret matrahının tayininde nazara alınacak diğer indirimleri açıklayan 4. maddesinin (a) bendinde "mükellefin kendisine, eşine ve küçük çocuklarına ait şahıs sigorta primlerinin gayrisafi ücret tutarından indirilebilmesi için belirlenen kurallar aynı olup; şahıs sigorta priminin birkaç aylık veya yıllık dönemler itibariyle defaten ödenmesi halinde yapılan ödemenin bir aylık tutarı tespit edilip her bir aya isabet eden miktarı o aylara ait hizmet erbabı hissesi olarak hesaplanan emekli aidatı veya sigorta primi tutarını aşmaması şartı ile ücretin gayri safi tutarından indirilebilecektir. Şu kadar ki, aylık olarak hesaplanan indirime konu prim tutarı ödeme belgesinin işverene ibraz edildiği ayda dahil olmak üzere ödemenin ilişkin olduğu müteakip aylarda ücretin matrahının tayininde nazara alınacaktır. Bu uygulamada şahıs sigorta priminin birkaç aylık veya yıllık dönemler itibariyle defaten ödenmesi halinde yapılan prim ödemesinin tutarı ait olduğu aylara bölünmeyip ödeme belgesinin işverene ibraz edildiği tarihten sonraki primin ait olduğu aylara bölünmek suretiyle indirime konu olabilecek aylık tutarı tespit edilecektir. açıklamaları yer almaktadır.

147 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği açıklamalarında yer alan “her bir aya isabet eden miktarı o aylara ait hizmet erbabı hissesi olarak hesaplanan emekli aidatı veya sigorta primi tutarını aşmaması şartının, indirim konusu yapılacak prim, aidat ve katkıların toplamı, ödendiği ayda elde edilen ücretin %10’unu (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta poliçeleri için ödenen primlerde, ödendiği ayda elde edilen ücretin % 5'ini) ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz.” şeklinde değiştirildiğine ve poliçenin düzenlenme tarihinin 07.10.2001 tarihinden öncesi veya sonrası olma durumlarına dikkat edilmelidir.

 

IV- BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİNE ÖDENEN KATKI PAYLARININ İNDİRİM ESASLARI

Bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı paylarının indirim esasları genel olarak şahıs sigorta primlerinin indirimindeki gibidir. Aralarındaki fark şahıs sigorta primlerinin indiriminde asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak üzere gelirin % 5’i indirilebilecekken, bireysel emeklilik katkı paylarında asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak üzere gelirin % 10’u indirim konusu yapılabilmektedir.

Ancak; ücret geliri elde edenler ve gelirlerini yıllık beyanname ile beyan edenler için, indirim konusu yapılacak bireysel emeklilik katkı payının ücretin safi tutarının hesabında indirim konusu yapılmamış olması gereklidir.

Aynı yıl bireysel emeklilik katkı payı ile şahıs sigorta prim ödemesinin mevcudiyeti halinde her iki tutarda yasadaki hadleri aşmamak kaydıyla indirim konusu yapılabilir.

Örnek: 2004 yılındaki ticari faaliyetinden 50.000.000.000 TL kâr elde eden şahsın 2004 yılı içerisinde 4.000.000.000 TL bireysel emeklilik katkı payı 1.500.000.000 TL şahıs sigorta primi ödemesi halinde (2004 asgari ücretin yıllık tutarı 5.202.900.000 TL) indirim konusu yapılabilecek tutarların ayrı ayrı değerlendirildiğinde % 10 ve % 5’lik sınırın altında kalmakla birlikte indirim konusu yapılabilecek tutar beyan edilen gelirin % 10’u olan 5.000.000.000 TL olacaktır.

 

V- ŞAHIS SİGORTA PRİMLERİ VE BİREYSEL EMEKLİLİK KATKI PAYLARI ÖDEMELERİNİN SOSYAL SİGORTALAR MEVZUATI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

İşyerlerinde çalışanlar açısından değerlendirildiğinde; ücret alanların şahıs sigorta primleri ve bireysel emeklilik katkı payları ödemelerini kendilerinin ödemesi halinde herhangi bir sorun yoktur. Ancak bu ödemeyi işverenin yapması halinde personele sağlanan menfaat olduğu ve ücret kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinde bu ödemenin Sosyal Sigorta Primine tabii olup olmayacağı sorunu önümüze çıkmakta iken Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı’nca verilen aşağıda yer alan görüşle sorun çözülmüştür.

01.10.2004 tarihinde Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı’nca verilen görüşe göre; “506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 77. maddesinde prime esas ücretler düzenlenmiştir. Anılan madde hükmüne göre, sigortalılarla işverenlerin bir ay için ödeyecekleri primlerin hesabında:

a- Sigortalıların o ay için hak ettikleri ücretlerin,

b- Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan sigortalılara o ay içinde ödenenlerin,

c- İdare veya kaza mercilerince verilen karar gereğince (a) ve (b) fıkralarında yazılı kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin, brüt toplamı esas alınır. Şu kadar ki, ölüm, doğum ve evlenme yardımları, yolluklar, kıdem, ihbar ve kasa tazminatları, ayni yardımlar ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca miktarları yıllar itibariyle belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, sigorta primlerinin hesabına esas tutulacak kazançların aylık tutarının tespitinde nazara alınmaz. Yani sigortaya nakden o ay içinde elden ödenen ücretlerin sigorta primine tabi olacağı, sigortalıya nakden ödenmeyen ayni yardımlar ise sigorta primine tabi olmayacaktır” denilmektedir.

(Devamı Gelecek Sayımızda)

 


*      YMM (Trend Denetim ve YMM A.Ş.)