Kollektif Şirketler ve Bu Şirketlerin Serbest Meslek Faaliyetinde Bulunmaları Halinde Vergisel Yükümlülükleri
I- GİRİŞ
Türk Ticaret Kanunu 153. maddesine göre Kollektif Şirket; “Ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek maksadıyla hakiki şahıslar arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirisinin mesuliyeti şirket alacaklılarına karşı tahdid edilmemiş olan şirkettir.”
Kollektif şirketin ortakları tüzel kişilik olamaz. Yalnızca gerçek kişiler ortak olabilir ve şirketin borç ve taahhütlerinden dolayı bütün varlıklarıyla sorumludurlar. Kollektif şirketlerin ortak sayısı kanunla sınırlandırılmamıştır.
Kollektif şirket ortaklarının sorumluluğunun şirkete koydukları sermayeyle sınırlı olmaması nedeniyle, sermayenin asgari sınırı da Türk Ticaret Kanunu’nda belirlenmemiştir.
Ticaret Kanunu hükümleri göz önüne alındığında, kollektif şirketin unsurlarını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür (1).
a- Bir ticaret ortaklığıdır.
b- Tüzel kişiliğe sahiptir.
c- Bir ticari işletmeyi işletmek amacıyla kurulur.
d- Gerçek kişiler arasında kurulur.
e- Bir ticaret unvanı vardır.
f- Ortakların tümünün sorumluluğu sınırsız ve zincirlemedir.
g- İki veya daha fazla kişi arasında kurulur.
h- Sermayesi yasalarla belirlenmemiştir.
i- Ortakları tacir değildir, ancak iflasa tabidir.
Kollektif şirket türü, büyük sermayeye, büyük çaplı organizasyona gerek duyulmayan ve işletme konusu bakımından büyük risklerin üstlenilmediği işlerde tercih edilmektedir. Adi şirkete benzer, TTK hükümlerine tabidir. Eskiden revaçta olan şirket türü olmasına rağmen son yıllarda rağbet görmemektedir.
Vergi Usul Kanunu, kollektif şirketleri birinci sınıf tüccar olarak kabul etmiştir. Bu nedenle kollektif şirketlerin iş hacmi ne olursa olsun, bilanço esasına göre defter tutmak zorundadır.
Kollektif şirketlerin uğraş konusuna bakılmaksızın elde ettikleri kazançların tamamı ticari kazanç sayılır. Hatta kollektif şirketin zirai faaliyetle uğraşması sonucu elde ettiği kazançlar da ticari kazanç sayılır. Ancak, bu durumun tek istisnası kollektif şirketin serbest meslek faaliyeti ile uğraşması sonucu sağladığı kazancın serbest meslek kazancı sayılması durumudur. Yani, kollektif şirketin serbest meslek faaliyeti ile uğraşması sonucunda elde ettiği kazanç, ticari kazanç değil, serbest meslek kazancı sayılacaktır (GVK md. 37, 66/3).
GVK’nın 67. maddesinde; GVK’nın 65. maddesinin son fıkrasında yazılı şirketlerinde mesleki kazançlarını serbest meslek kazanç defteri üzerinden tespit edecekleri, bu şirketlerin bilanço esasına göre tuttukları defterlerin serbest meslek kazanç defteri yerine geçeceği ifade edilmiştir.
Serbest meslek kazancında, hasılatın elde edilmesi ise tahsil şartına bağlanmıştır. TTK’ya göre kurulan sermaye şirketleri dışındaki diğer şirketler ticari faaliyetlerinden ayrı olarak iştigal ettiği serbest meslek faaliyetleri için VUK’un 236. maddesi gereği serbest meslek makbuzu düzenlemeleri gerekir.
II- KOLLEKTİF ŞİRKETİN ORTAKLARININ VERGİ MÜKELLEFİYETİ VE SİGORTALILIĞI
Kollektif şirketler, ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olmakla birlikte, yıllık gelir vergisi yönünden bu kişilik göz önüne alınmamış, doğrudan doğruya şirketin ortağı olan gerçek kişiler gelir vergisi mükellefi olarak kabul edilmişlerdir. Bu yönüyle kollektif şirket ortaklarının, kişisel teşebbüs sahibi olan mükelleflerden farkı yoktur.
Ortakların daha önceden başka faaliyetlerinden dolayı gelir vergisi mükellefiyetleri varsa, bunlar yalnızca bir dilekçe ile bağlı bulundukları vergi dairesine, şirkete ortak olduklarını bildirmekle yetineceklerdir.
Kollektif şirket ortaklarının şirketten aldığı kar payı, ticari kazanç sayılmakta ve bu hükümlere göre vergilendirilmektedir. Şirketin tarımsal faaliyetle uğraşması bile durumu değiştirmemektedir.
Ancak GVK’nın 65. maddesinde istisnai olarak kollektif şirketin serbest meslek faaliyetinden elde edilen kazancın serbest meslek kazancı olduğu hükme bağlanmıştır.
Maliye Bakanlığı’nın, şirketlerin serbest meslek faaliyetinde bulunmaları halindeki belge düzeni hakkında verdiği 10.03.1993 tarih ve 2014 sayılı Özelgesi’nde kollektif şirketlere de değinilmiş ve herhangi bir şirketin ticari faaliyetinin yanı sıra serbest meslek faaliyetinde bulunması halinde vergileme bakımından her iki kazanç unsurunun ayrı ayrı düşünülmesi gerektiği belirtilmiştir. Özelge metni tamamı aşağıdaki gibidir (2).
“193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 65. maddesinde serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması olarak tanımlanmıştır. Yine aynı Kanun’un 66. maddesinin 3. fıkrasında ‘Serbest Meslek faaliyetinde bulunan kollektif ve adi şirketlerde ortaklar, adi komandit şirketlerde komanditeler, bu işleri dolayısıyla serbest meslek erbabı sayılırlar.’ hükmü yer almaktadır. Anılan Kanun’un 67. maddesinde ise; ‘65. maddenin son fıkrasında yazılı şirketlerde mesleki kazançlarını Serbest Meslek kazanç defteri üzerinden tespit ederler. Bu şirketlerin bilanço esasına göre tuttukları defterler serbest meslek kazancı defteri yerine geçer.’ denilmektedir.
Diğer taraftan Vergi Usul Kanunu’nun 236. maddesine göre; serbest meslek erbabı, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşteri de bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetindedir. Bu sebeple serbest meslek mensuplarının sağladıkları kazançlarını ‘Serbest meslek makbuzu’ ile belgelendirmeleri gerekmektedir.
Buna göre herhangi bir şirketin ticari faaliyetinin yanı sıra serbest meslek faaliyetinde bulunması halinde vergileme bakımından her iki kazanç unsurunun ayrı ayrı düşünülmesi icap eder.
Yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere, Türk Ticaret Kanunu’na göre kurulan sermaye şirketleri dışındaki diğer şirketler ticari faaliyetlerinden ayrı olarak iştigal ettiği proje hizmetleri için ayrıca 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 236. maddesi gereğince serbest meslek makbuzu düzenlemesi gerekir.
Diğer taraftan Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulan sermaye şirketleri (anonim, limited, eshamlı komandit şirketleri) ile kooperatif şirketleri gelir vergisi dışında bırakılmıştır. Bu şirketlerin sağladıkları kazançlar ‘Kurum Kazancı’ olarak belirtilmiş ve kurumlar vergisine tabi tutulmuştur. Dolayısıyla bu sayılan şirketlerde vergileme ödevleri açısından vergi idaresince muhatap şirket tüzel kişiliğidir. Sermaye şirketlerinde edilen kazançlar ortaklık tarafından kurum kazancı olarak beyan edilir.
Buna göre sermaye şirketlerinin ticari işlerinden ayrı olarak iştigal ettikleri proje hizmetlerinden dolayı da fatura düzenlemeleri gerekmektedir.”
Şirket ortaklarının sigortalılık durumuna gelince;
Kollektif şirket ve adi şirket ortaklarının, aynı şirkette bir hizmet akdine dayanarak çalışmaları yasal olarak olanaksızdır. Bu durumda olanların Bağ-Kur ile ilgilendirilmeleri gerekecektir.
III- KOLLEKTİF ŞİRKETİN VERGİ MÜKELLEFİYETİ
Türk Ticaret Kanunu açısından tüzel kişilikleri bulunan kollektif şirketlerin gelir vergisi açısından tüzel kişilikleri bulunmamaktadır. Ancak ortaklarının gelir vergisi mükellefiyetleri dışında (stopaj, katma değer vergisi, ÖTV gibi) kalan vergiler yönünden, kollektif şirketler vergi sorumlusudurlar.
IV- SONUÇ
Bu açıklamalar ışığında kollektif şirketin serbest meslek faaliyeti ile uğraşması sonucunda elde ettiği kazanç, ticari kazanç değil, serbest meslek kazancıdır.
Serbest meslek faaliyetinde bulunan kollektif şirketin elde ettiği serbest meslek kazançlarında GVK’da yer alan bu tür hasılatın elde edilmesi için geçerli olan tahsil esası, serbest meslek kazanç dışındaki diğer hasılatlarında ise tahakkuk esasının uygulanması gerekecektir.
Tahsil esasının uygulanmasında serbest meslek hizmeti karşılığı bono ve çekle yapılan ödemelerin (çek ve senetlerin ödeme aracı olarak kullanılması nedeniyle) tahsil hükmünde olduğu hususuna dikkat edilmelidir.
Kollektif şirket bünyesinde elde edilen serbest meslek kazançları için serbest meslek makbuzu düzenlenecektir ve bu kazançlar serbest meslek kazanç defteri üzerinden tespit edilebilecektir.
Serbest meslek faaliyetinde bulunan kollektif şirketlerin bilanço esasına göre tutacağı defterlerde serbest meslek kazanç defteri yerine geçecektir.
* Yeminli Mali Müşavir
(1) Şükrü KIZILOT, Kurumlar Vergisi Mevzuatı, Yaklaşım Yayınları (Föy-Volant)
(2) M. URGAN, Türk Vergi Kanunları, 2004